Göbeklitepe’nin Büyüleci Tılsımları Başak Dizer Tatlıtuğ’un Tasarımlarıyla Yeni Bir Koleksiyona Dönüştü…

Yeni yılda yeni Göbeklitepe Altın Koleksiyonu’nu birlikte hayata geçirdiğimiz Başak Dizer Tatlıtuğ ile koleksiyon hakkında bir mini bir röportaj gerçekleştirdik.

Sizi, keyifli iş birliğimizi ve büyüleyici koleksiyonumuzu keşfetmeye çağırıyoruz.

Kısaca Başak Dizer Tatlıtuğ Kimdir?

Milano Moda di Burgo‘da moda tasarım eğitimini tamamladıktan sonra Londra Saint Martins’te moda tasarımı okudu. İstanbul’a döndüğünde Vakko/Vakkorama da erkek tasarım asistanı olarak işe başladı. 3 sene sonra Bilsar'a tasarımcı olarak geçerek uzun yıllar özel koleksiyonlar hazırladı. Sonra Deniz Marşan ile birlikte önce alışveriş danışmanlığı sonra 2013’te Room Showroom adında styling, showroom ve stil danışmanlığı şirketi kurdular. Halen TV & dijital platformlarda yer alan popüler dizi ve sinema filmlerine styling, ünlü sanatçı iş birlikleri, reklam kampanyaları ve markalar için styling ve koleksiyon danışmanlığı yapıyorlar.

Takı/Mücevher sizin için ne anlam taşıyor?

Benim için moda, tasarım, trendler, sanat, mimari bir bütün. Aynı şekilde takı tasarımı da bu bütünün bir parçası. Önce tasarımcı olarak, sonra bir stilist olarak aksesuarın ne kadar önemli olduğunu ve tüm kombinde vazgeçilmez bir unsur olduğunu biliyorum. O sebeple ‘mücevher’ benim için ayrı bir tutku, ayrı bir merak. Onlar küçük heykeller misali sanat eserleri, tamamlayıcı birer tasarım harikaları; taşıması ve tasarlaması çok zevkli. Onlar hayatımızın ayrılmaz parçaları, nesiller boyu saklanacak değerli anılar.

Bu koleksiyonu nasıl ortaya çıktı?

Göbeklitepe’den esinlenerek yaptıkları ilk koleksiyonu çok beğendim ve severek kullanıyordum. Geçen yıl bu topraklara yaptığımız ziyarette, görkemli kalıntılar karşısında oldukça etkilendim. Tüm insanlığın bu topraklarda başlaması oldukça büyüleyici... Bu medeniyete ait yeni figürleri gösterdiklerinde bu projenin içinde tasarımcı olarak yer almak istedim. Bu tılsımları Türkiye’nin birçok bölgesinde bize destek olan özel ustaların el emekleriyle birlikte farklı ve gösterişli yeni bir koleksiyona dönüştürdük. Altın ve elmas işçiliği konusunda çok değerli ustalarımız var, onların hünerlerini gördükçe isteğim ve cesaretim arttı.

Luna Merdin altın koleksiyonu ve Göbeklitepe teması işte bu nesiller boyu aktarılacak ve devamı gelecek değerli sanat ürünlerinin başlangıç noktası gibi. Referansımız da yüzyıllarca gizli kalmış ve yüzünü bize yeni gösteren mucizevi semboller. Altın ve pırlantayla birleşince ise bu derin anlamlı semboller bence başka türlü bir hayat buldu. Artık onları üzerimizde taşıyabiliyoruz ve gizemini auramızda pozitif bir şekilde hissedebiliyoruz. Mardinli ustaların elinden günümüze takı & mücevher olarak uzanan büyülü bir koleksiyon…

Koleksiyonu Hazırlarken Göbeklitepe’nin Kalıntılarından Yola Çıktınız, Yeni Figürler Yeni Tılsımlar Kullandınız. Biraz Bunlardan Bahsedebilir Misiniz?

Koleksiyonda kullandığımız figürler; bölgede çıkan kalıntılar üzerinden ve Göbeklitepe’yi araştıran tarihçiler ve bilim adamlarının çalışmalarından seçildi. Buradaki kalıntıların bir inanç sistemi için yapılan tapınak olduğu düşünülüyor. Tarihte ilk defa avcı-toplayıcı bir toplum yerleşik hayata geçmeden önce bir tapınak inşa etmiş. Bu tapınak üzerinde kullanılan her figür her sembolün bir anlamı var. Ne anlama geldikleri tam olarak kesin olarak belirtilmese de tarihçilerin bu semboller için bazı öngörüleri var.

Bu koleksiyona özel beş tane figür seçtik. Biz bunlara tılsım diyoruz.

  • Güç Tılsımı Kuş Adam,
  • Yaşam Enerjisi Tılsımı Yılan,
  • Denge Tılsımı Elmas,
  • Yenilik Tılsımı Eller ve
  • Uyum Tılsımı Başak.

Sizi En Çok Etkileyen Tılsım Hangisi Oldu?

Beni en çok etkileyen tılsım Başak ve bu figürünün bu topraklar için çok önemli olması.


İbadet sebebiyle buraya gelen ilk insanlar, buradaki yabani buğday ile yerleşik düzene geçmişler. Buradaki yabani başaklardan elde edilmiş buğdaydan mayalanmış içecekleri ritüellerinde kullanmışlar. Başaklar her türlü fırtınada esneyebilirler, ayakta kalabilirler. Esneklik ve uyumu simgeler. Bu kadim uygarlığın Başak tılsımını, Luna Merdin mücevheriyle yanınızda taşıyarak hayatınızda zor koşullarda esneyerek ayakta kalın ve kırılmadan dağılmadan uyum gösterebileceğinize inanıyoruz.

Koleksiyonun ana materyali altın. Altına ek olarak ne materyaller ve taşlar kullandınız?

Evet vücut enerjisini dengeleyen en önemli maden olan altını kullandık. Ayrıca vücut enerjisini yükselttiğine inanılan doğal taşlar Kristal Kuvars ve Oniks koleksiyonun öne çıkan malzemelerinden.

Kristal Kuvars; güç ve canlılık kaybını önleyerek zinde hissetmenize yardımcı olur. Kişinin enerjisini ve aurasını temizleyerek duygularını dengeler. Konsantrasyonu kuvvetlendirir. Kristal Oniks; pozitif düşünceleri teşvik ettiği için depresyona iyi gelir ve motivasyon sağlar. Topraklama taşı olduğu için strese karşı etkilidir.

Taşların arkalarını özellikle açık bıraktık. Bu kristalleri tene temasını sağladığınızda etkileri daha çok alabiliyoruz. Bu doğal taşların üzerine özel kalemkar el işçiliği ile çizimler yaptık. Mücevherlerin üzerinde beyaz ve siyah pırlantalar kullanarak parlaklıklarını arttırdık. Mine olarak da siyah ve beyaz renkleri kullandık. Genel olarak koleksiyona siyah ve beyaz renkleri hâkim.